Uzman Klinik Psikolog Gülistan Tekin, 2008 yılında Yeditepe Üniversitesi Psikoloji bölümünde başarı bursu ile okumaya hak kazanmıştır. 2013 yılında onur belgesi ile mezun olmuştur. Lisans eğitimi süresince gönüllü olarak LÖSEV, Balıklı Rum Hastanesi, İstanbul Çapa Üniversitesi Hastanesinde staj çalışmalarını yürütmüştür.
2013 yılında İngiltere’nin Cambridge şehrinde Anglia Ruskin Üniversitesinde Klinik Çocuk Psikolojisi yüksek lisans programını üstün başarı ile tamamlamıştır . Tezini “Akademik Başarı için kişilik özellikleri ve duygusal zeka arasındaki ilişkinin önemi’’ üzerine yazmıştır.
2015 yılında Türkiye’ye dönüşü ile birlikte Ataşehir ve Çekmeköy Gymboree Oyun Merkezinde Uzman Klinik Psikolog olarak iş hayatına başlamıştır. Eş zamanlı olarak Ekipnormarazon Çocuk,Genç ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde stajyer olarak görev almıştır.
Staj döneminin ardından 2016-2022 yılları arasında Ekipnormarazon Çocuk,Genç ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde Uzman Klinik Psikolog olarak çalışmıştır.
Kariyerine, 2022 senesinde kurucusu olduğu GaLeN-ist Psikoloji’de ve haftanın belirli günlerinde Anadolu Yakasında kurucusu Sonnur Köse Öztürk’ün Sezgi Psikolojik Danışmak Merkezinde danışanlarını takip etmektedir.
Uzmanlık alanları; Çocuk ve ergenlerde akademik sorunlar , arkadaş ilişkileri, bağlanma sorunları, boşanma dönemi, davranış sorunları, dikkat sorunları , duygusal sorunlar, kardeş kıskançlığı, kaygı bozuklukları, korku/endişe, öfke, mastürbasyon, özgüven geliştirme ,sınır koyma, travmalar, verimli ders çalışma, yeme sorunları, uyku sorunları ve zorbalıkla başa çıkma gibi konulardır.
Ayrıca bebeklik/okul öncesi / ilkokul/ ortaokul dönemlerindeki çocukları ve ergen çağdaki gençleri tanıma ve özelliklerine uygun yönlendirme, sorun çözme çalışmalar yürütmektedir.
Çocuk merkezli oyun terapisi, EMDR terapisi , Bilişsel Davranışsal terapi uyguladığı tekniklerdendir.
Türk Psikologlar Derneği ve EMDR Derneği üyesidir.
Bilişsel Davranışçı Terapi, bilişsel ve duygusal ögelere vurgu yapan psikopatolojilerin tedavisinde sıklıkla kullanılan bir terapi yöntemidir.
Yöntemin en genel hedefi uygun olmayan öğrenme ve düşünme örüntülerini değiştirmek olarak açıklanabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi’nin öğrenme ve düşünme örüntülerini değiştirmek terapi sürecinde uygun teknikler kullanıldığında oldukça etkili bir yöntem olarak değerlendirilir.
Anksiyete bozuklukları, yıkıcı davranış bozuklukları, depresyon ve dışa atım bozukluklarının tedavi sürecinde kullanılabilir. Süreç içerisinde Bilişsel Davranışçı Terapi’nin genel tekniklerinin çocuk/ergenlerin gelişimsel özelliklerine uygun bir şekilde revize edildiği ve ailenin de aktif katılım gösterdiği gözlemlenmektedir. .
EMDR, travmatik deneyimlerin yarattığı olumsuz etkilere karşı zihinsel bilgi işleme süreçleri ve bedensel uyarımların eşleştirilerek kullanıldığı bir terapi yöntemidir.
Fizyolojinin temel alındığı bu süreç, olumsuz anıların çift taraflı uyarım olarak gerçekleştirilir. Başlangıçta yetişkinler için tasarlanan bir terapi türü olan EMDR, süreç içerisinde çocuk ve ergenlerde kullanılmasıyla beraber geniş bir kitleye hitap eden bir yöntem haline dönüşmüştür.
Kısa süreli EMDR terapilerinde dahi çocuk ve ergenlerin iyi oluş halinin desteklendiği gözlenmiş olup, grup ya da bireysel olarak uygulanabilen bir terapi ekolüdür. Travma sonrası stres bozuklukları, kaygı bozuklukları, depresyon, performans kaygısı, özgüven eksikliği, mükemmeliyetçilik, sınav kaygısı ve daha birçok konunun tedavi sürecinde kullanılabilir.
Oyun; çocukların fizyolojik, sosyal, psikolojik, bilişsel gelişimlerini destekleyen, duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine olanak sağlayan en etkili iletişim dilidir.
Bir gelişim alanı olarak değerlendirilen oyunun aynı zamanda psikolojik tedavi sürecinin de çok önemli bir parçası olduğu görülmektedir.
Çocuklar, oyun terapisi sürecinde kendi iç dünyalarını keşfedip, duygu ve ihtiyaçlarını ifade ederler. Oyun oynarken kurulan bu ilişki çocukta iyileşme ve gelişmeye de olanak sağlamaktadır.
Bu oyun terapisi yönteminde amaç, çocuğu yönlendirmek ve kontrol etmek değildir. Süreçte en asıl olan şey, terapideki ilişkidir.
Terapistle çocuğun arasında kurulan bu ilişki büyümek ve gelişmek için çocuk tarafından kullanılır. Bu yaklaşımın amacı, çocuğunun duygularını ve düşüncelerini kendi kendine anlamasını fark etmeyi sağlamak ve kendi sürecini yönetmesine izin vermektir.
Terapist, çocuğun içsel kaynaklarına ve çocuğa güvenir. Çocuğun kendini gerçekleştirme yolculuğunda oyuna getirilen duygu, düşünce ve aktarımların terapist tarafından çocuğa yansıtıldığı bir süreci içerir.
Çocuğun içinden geldiği oyun ve oyuncağa yöneldiği, kendisi talep ederse terapistini de oyunun içine dahil ettiği bir süreci içerir.
Çocuk Merkezli Oyun Terapi’si ile benzerlikleri vardır. Her iki oyun terapisi ekolünde de çocuğun kendi duygu ve düşüncelerini anlamasında, ihtiyaçlarını ifade etmesinde aktif ve başrol aldığı inancı vardır. Terapist süreçte çocuğun kendi hızında onunla beraber, oyununa dahil etmek istediği sürece onunla ilerler.
Deneyimsel Oyun Terapisi’nde terapist çocuğun duygu ve düşüncelerini yansıtmanın dışında deneyimin içinde aktif bir şekilde kalarak oyunun içerisinde duyguları canlandırabilir. Travmalar, depresyon, boşanma sonrası uyum sorunu, psikomotik ağrılar gibi çocukluk çağı destek ihtiyacı olan durumlarda kullanılmaktadır.
Ebeveyn-çocuk arasındaki ilişkiyi güçlendirmek ve terapistin bu süreçte rehberlik ettiği seansları içeren yapılandırılmış bir oyun terapisi yöntemidir.
Filial terapi sürecinde hem aile hem de çocuk terapiden faydalanır. Çocuklarının ihtiyaçlarını daha iyi anlamaları ve karşılamalarına yönelik ailelere büyük ölçüde fayda sağlayan bir terapi yöntemidir.
Bu oyun terapisi çeşidinde aileler çocuklarıyla nasıl oyun kurabileceklerini ve oynayabileceklerini deneyimlediği ve öğrendiği bir süreç geçirmektedirler.
Kum tepsisi terapisi çocukların yaşadıkları sorunları ifade ederek çözümleyebilmeleri için dışavurumcu bir terapi yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Sözel olmayan yansıtıcı bir psikoterapi biçimidir. Çocuklar kum tepsisi ve minyatür figürleri içeren materyalleri kullanarak dile getiremedikleri sorunlarını sözel olmayan bir şekilde ifade ederler.
Çocuklar terapi sırasında yetişkinler gibi sözel olarak yaşadıkları sorunları bilişsel ve sözel olarak ifade edebilecek olgunluğa sahip olmayabilirler. Çocukların iletişim seviyesine inmek ve onların dünyasına girmek için kum tepsisi terapisi uygulanmaktadır.
Sözlerin değil sembollerin konuştuğu bir terapi çeşididir. Kum Tepsisi Terapisi’nin uygulanma tekniği; kum, su, birçok minyatür oyuncak ve kum tepsisi kullanılarak yapılmaktadır.
Kukla terapisi birbirinden birçok farklı şekilde terapistin seçimiyle beraber kullanılabilen bir yöntemdir.
En genel hatlarıyla çocuğun ya da terapistin oluşturulan öykü kurgusunu kuklalarla canlandırma ve çocuğun öykü neticesinde hissettiği, dışa vurmak istediği duygularını ifade etme yöntemi olarak aktarılabilir. Kuklaların gerçek kişiler olmaması sebebiyle çocukların duygularını daha rahat ifade edebildiği gözlemlenmektedir.
Kukla Terapisi işlenen konunun süresi boyunca çocuğun aktarmış olduğu duygu, çatışma ve bilişsel hatları düzenlenmesi için terapistin değerlendirdiği bir süreç olarak belirtilmektedir. Kukla Terapisi, çocukların sorunlarını kuklaları kullanarak dışsallaştırıp sorunun çözülmesine olanak sağlaması olarak kullanılmaktadır.
Sanat Terapisi bireylerin kendi iç dünyasını tanıması için soyut duygularının somuta sanatsal malzemeler aracılığıyla dökülen tekniktir. Bir diğer deyişle Sezgisel bir ifade etme aracı olarak kullanılan bir yöntem olan sanat terapisi; kendini anlama, dengeyi sağlama ve yoğun duyguların yarattığı semptomları hafifletmek için çocuk, ergen ve yetişkin danışanlarda kullanılmaktadır.
Bu terapi yönteminde sanatsal materyaller kullanılmakta ve kişinin iç dünyasını dışarıya yansıtması sağlanmaktadır. Sanat terapisinin amacı sanatsal bir çalışma yapmak değil sanat yoluyla duyguları dışa vurmaktır. Sanat Terapisi’nde belirli kurallar yoktur. Danışanın duygularını aktarmasına ve ifade etmesine yardımcı olur.
Sanat terapisinin amacı danışan ve terapist arasında üçüncü bir bölge olan sanat nesnesi aracılığıyla güvenli bir bölge oluşturulur. Sanat nesnesi aynı zamanda danışan ve terapist arasında geçiş nesnesidir. Terapi sürecinde danışanların sembolik olarak kendilerini ifade ettikleri için pek çok farklı materyalle ya da teknik kullanmaktadırlar. Seramik, heykel, resim, müzik, drama, dans, fotoğraf, boyama, maskeler, kuklalar, film gibi ifade etme etkinlikleri Sanat Terapisi’nde kullanılmaktadır.
Gelişimsel Temas Terapisi’nin terapötik olarak kullanılan, güvenilir bir yetişkin tarafından şefkatli dokunmayı içeren bir terapi yöntemidir.
Bu yaklaşım 2-12 yaş arası çocuklara uygulanmaktadır. Terapist aktif olarak süreci başlatan bir liderdir ve çocuğun göstermiş olduğu duygu ve davranışları yansıttığı, bir rol konumundadır. Gelişimsel Temas Terapisi sadece problem odaklı değil aynı zamanda beyin gelişimini destekleyen bir yöntemdir.
Erken gelişim döneminde çocuklara doğru bir şekilde dokunarak temas ettiğimiz zaman beyin gelişimini desteklemiş oluyoruz. Gelişimsel Temas Terapisi’nin en temel amacı çocuğun bedenini deneyimlemesidir. Süreçte çocuklar aktif bir şekilde sözel iletişim olarak kendi duygu ve düşüncelerini ifade edebilirler. Seans sürecinde çocuğun ihtiyacına yönelik oyunlar kullanılarak terapi uygulanmaktadır.
© 2023 Psycholog Gülistan TEKİN. All Rights Reserved